22 Şubat 2010 Pazartesi

Nerede Kalmıştık?

Bundan seneler önce, bütün hayatımı değiştirecek bir karar aldım. Bir kararın hayatımı bu kadar kökten değiştirebileceğini hiç bir zaman düşünmemiştim. Hangimiz düşünmüştür ki?

Her gün bir şeyler için karar veriyoruz. Bazen küçük, bazen bizim için oldukça büyük olduğunu düşündüğümüz kararlar alıyoruz. İtiraf etmeliyim ki, bu güne kadar aldığım hiç bir karar evlilik kararı kadar  hayatımı değiştirmedi.

İş ile ilgili karalarımda, bazen hiç beklemediğim halde çok başarılı oldum. Bazen çok başarılı olacağımı düşündüğüm kararlarımın sonucunda, ummadığım kadar başarısız oldum. Sonuçları her ne şekilde olursa olsun,ertesi sabah uyandığım zaman, kaldığım yerden devam ettim ve yeni kararlar alıp, bazen yaptığım hataları düzelttim, bazen yakaladığım başarının tadını çıkarttım.
Evlilik kararı aldığım zaman bir hayalim vardı. Sonsuza kadar sürmesini dilediğim mutlu, neşeli, sevgi dolu, sıcak, bir aile kurmak ve her ne olursa olsun, ailem için yapılabilecek her şeyi sonuna kadar yapmak, ne kadar zor olursa olsun asla vazgeçmemek. Evlilik için seçtiğim kadını mutlu etmek, ondan ışık saçan çocuk sahibi olmak, akşam aileme sarılıp uyumak. İşten geldiğimde kapıda beni karşılayıp sarılan çocuklarımın hayali, onların ilk adımları, ilk Baba demeleri ve onlarla birlikte büyümek, adam olmak.Bu sefer doğru kararı verip, doğru insan ile bu hayali gerçeğe dönüştürmek istemiştim. Olmadı.

Şimdi hala aynı hayalin en önemli kısmını gerçeğe dönüştürme şansım var.Mutlu olmak!

Nerede Kalmıştık?

Evlenmeden önce ne yapıyordum? 
Bu yazıyı yazana kadar pek düşünmemiştim aslında. Eğleniyordum, bolca gülüyordum, bol bol spor yapıyordum, arkadaşlarımla an’ı paylaşıyordum, seviyor ve sevildiğimi zannediyordum. Hala sevildiğimi zannediyorum!

Peki o zaman ne değişti? Bence hiç birşey değişmedi, değişen sadece zaman ve zaman ile olan uyumluluk. O zaman, zaman’a uyduğumuz da aslında biz hala biz, sizde hala siz’siniz.

Her şey eskisi gibi ise, o zaman değişen ne? Biz miyiz, zaman mı? Yada, yanlarında olmaktan her an mutlu olduğum çocuklarım mı? 

Eee,nerede kalmıştık  o zaman ?

Haftasonubabası




17 Şubat 2010 Çarşamba

Boşluk....!


İçi dolu olmayan her şey boşmudur sizce?
Uzay kocaman bir boşlukmudur?  Simsiyah karanlık.
Yada tek başınıza evde oturuken eviniz boşmudur?
Bence boş olan hiç bir şey yada hiç bir yer yok.
İçi dolu olmayan her hangi bir neseneyi gördüğünüzde, aslında sizin boşluk olarak gördüğünüzün, her köşesinin hava ile dolu olduğunu unutuyorsunuz?
Uzaya bakınca aslında gördüğümüz boşluk değil, sadece karanlık madde. Biz onu boş olarak algılamak istiyoruz.
Tıpkı hayatımızda, yanlızlığımızda,  kendi başımıza evimizde, hatta bazen İstiklal caddesinin o karmaşasında, boşluk olduğunu düşünüyoruz.
Ayrılıktan sonra evde kendi başımıza kaldığımızda, çocukların o karmaşası haftanın ilk gününde sizinle olmadığı zamanlarda, işiniz olmadığı anlarda, boşluğu hissediyorsunuz.
Ne kadar şanslı ve aslında etrafımızın ne kadar dolu olduğunu düşündünüz mü hiç?
Aslında uzun zamandır aramayı unuttuğunuz arkadaşlarınız ile  yeniden görüşmeye başlamadınız mı?
Yapmak isteyipte, sizi kısıtlayan bağlar yüzünden yapamadıklarınızı yapıyormusunuz artık?
İstediğiniz zaman evinizde tek başınıza oturup, istemediğiniz zaman kendi seçtiğiniz, hiç bir kısıtlaması olmayan, size yeniden yaşam gücü verdiğini bildiğiniz herhangi bir şey yapmıyormusunuz?
Aslında boşluk, sadece bizim boş olduğunu düşündüğümüzdür. Hiç bir zaman boş olmayan, sadece bizim seçimlerimizin bir yansımasıdır.
Yanımızda çocuklarımız olmadığı zaman, boş olduğunu düşündüğümüz alan, aslında bizim olmasını istediklerimizi koyabileceğimiz fırsatlardır.
Nasıl  her anımızı çocuklarımız ile doldurabiliyorsak, şimdi bu alanları yeni mutluluk kaynakları ile doldurabiliriz......Mutluluk kaynaklarını bulmak içi çok uzaklara gitmeye gerekde yok, sadece biraz dikkatli bakabilirseniz, onların size ne kadar yakın olduğunu görebileceksiniz.
Mutluluklar sizin seçiminiz olsun......Boş olduğunu zannettiğiniz her alanı doldursun.

Haftasonu Babası