27 Aralık 2009 Pazar

Mutluyum Diyebiliyormusunuz?

Ben ‘ancak’ mutluyum diyebiliyorum.

Şu anda iki harika çocukla birlikte, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, harika bir haftasonu daha geçirdim. Şu anda çocuklarım benimle olmasalar bile ben Mutluyum.

Bundan bir ay önce aynı yazıyı yazıyor olasaydım herhalde cevabım, ben mutsuzum olurdu.

Yanımda olan muhteşem varlıkları, çocuklarımı, evimin huzurlu ortamını ve hayatıma değer katan bir çok insanı elimin arkası ile itip, aslında elimde olan güzellikleri görmemezlikten nasıl gelmişim diye düşünüyorum. Bunca zaman içinde, hayatımda yaşadığım olumsuzluklar ve benim bunlarla bağlandırdığım bir sürü mutsuz olay nasıl oldu da bir gecede hayatımı terk etti? Ben bunun cevabını bulmadım. Yapmış olduğum bir şey yada bana yapılmış olan çok küçük bir jest bir anda hayata bakışımı değiştirdi mi? Acaba....?

Aslında ben mutluyum diyebilmenıin cevabı ne bana yapılan bir jest, nede farkında olmadan gelen bir vahi. Sadece ‘haftasonubabası’ olduğumu kabul etmek beni mutlu etti.Artık ben, benimle başbaşaydım.

Bunu kabul ettiğimden beri, artık yanlız olduğumu, yatağımı paylaşacak birisinin olmamasını, çocukların yemeklerini benim hazırlıyor olmamı, bu haftasonu ne yapacağım sorularını, çocuklar geldiğinde sadece onlarla beraber olabilme çabalarımı, kendimi kendim dişındaki herkez ve herşeyden soyutlamamı, aslında evimin dışında bir hayatımın olduğunu, hala bir erkek olduğumu, bir ilişkim olmasa bile bir ilişkimin olmasını istediğimi, benim aslında çocuklarım olmadan önceki ben olduğumu fark ettim.

Şimidi hayatımdaki en büyük değişiklik, aslında, sadece haftaiçi günlerde olsada; bekar halime geri dönmüş olmam.. Eskiden sadece haftasonu yaşardım. Her haftasonu ne yapacağımı, bazen haftalar önce kararı verilmiş aktiviteler ile, bazense o haftasonu ne varsa onun akışına kendimi bırakarak yaşardım. Simdi ne değişti?

Siz hiç kendinize sordunuz mu? Sizde ne değişti (haftanın günleri dışında)? Hayatınızda değişenler değil, sizde değişenleri soruyorum.

Benim hayatımda çok şey değiştiğini zannediyordum. Bir kaç gün önce ,haftaiçi gittiğim bir barda, aslında sadece benim değil, benim çevremin bile değişmediğini gördüm. Hala aynı arkadaşlarım, onlarla arkadaş olduğum kadar benimle arkdaşlardı. Hiç kimse iki çocuğumun yanımda olmadığı için benimle konuşmamazlık etmedi. Bir iki yeni yetme için zaten yaşlıydım, çokda umrumda değildi. Ama önemli olan, orada olmaktan, insanlarla zamanı ve mekanı paylaşmaktan, benim durumumda (o hala avukatta yani benden bir önceki seviyede) olan aradaşımla hoş zaman geçirmekten, hatta çalan tekno müzik eşliğinde yavaş yavaşda olsa vücudumu hareket ettirmekten, ve tadı nedense daha güzel gelen içkimi yudumlamaktan çok zevk aldım.

O geceden beri ben mutluyum. Aslında, bende değişen hiç birşeyin olmadığını gördüğüm için mutluyum, hala ayakta durabilip çalan müzikte dans edebildiğim için mutluyum, aslında benimle aynı yaşda olan ama zamana yenilmiş ve hayatı bırakmış insanlardan biri olmadığım için mutluyum, çocuklarımla geçirdiğim zamandan zevk almayı başarabildiğim için mutluyum, hala bugün ne yapsam diye düşündüğüm için mutluyum, televizyonun karşısında pineklemediğim ve hayatı yaşayabildiğim için muyluyum, kendimle geçirdiğim zamandan zevk alabildiğim için mutluyum, yaşıtlarımın korkudan dizlerinin titrediği sporları hala azimle yapabilmeye çalıştığım için mutluyum, sakinliğimi koruyabilip, sakinlikten zevk alabildiğim için mutluyum, msn de sohbet ettiğim insanları gülümsetebildiğim için mutluyum, en önemlisi hala ben olarak kalabildiğim için mutluyum.

İster haftasonubabası olalım, ister bu hayatın yükünü çocukları için kaldıran kadın yada erkek olalım, siz SİZ olarak ve Sizinle mutlu olursanız, çocuklarınız ve çok büyük ihtimal ile sizin çevrenizde olan herkez mutlu olur.

Önce kendinizle, sonra hayatla barışın sonrası gelecektir. Kolay değil, sadece zaman alıyor.

Haftasonubabası

2 yorum:

Jazz dedi ki...

Bu adamlardan kaç tane var etrafınızdaaaaaa..... Diye başlarsam ve bitirirsem hiç bir hatunun yadırgayacağını zannetmiyorum.. Nasıl olup da aynı hisleri paylaştığımız, özümüzde aynı doğal güdülerle davrandığımız "İNSANLARDAN" bu kadar uzak kalabildik..Demek ki aslında mesele mahkemelere kadar varan, kadın-erkek tartışmasından çok öte bir anne-baba durumu..Kim de bu güdülerin olduğu kimde olmadığı ise her olayda değişken...Bu bile çok ilginç bir bilgi -özellikle biz hatun kısmı için-... Bunu sindirip, devamını getirmek gerekecek gibi duruyor, yarın ya da öbürgün...

wine dedi ki...

Esasında bu adamlardan hakikaten cok az var.... Olanlarda ne yazık ki ya uzun zamandır içlerine kapanmışlar yada anlaşılamıyorlar.Cunku onlarda bircoğumuz gibi diğer insanların tavırlarına ayak uydurmak çabasından kendilerini tanımıyorlar ve dişarda başka bir karaktere bürünüyorlar, farklı gözüküyorlar. Bence evli, boşanmış veya bekar aslında hepimizin ilk sorması gereken soru buydu:mutlumuyuz??? Eğer zaten cevap evetse her yerde ve her zaman mutlu olabiliyoruz. Mühim olan bunun farkına varabilmek ve kendimizle, çocuklarımızla, arkadaşlarımızla veya sadece yaşadığımız için mutlu olabilmeyi hatırlamalıyız. Bence kadın erkek hepimizin aslında cevaplaması gereken soru bu. Teşekkürler haftasonubabasi :)